Ebeveynlik üzerine anneler ile yapılan araştırmalar, kadınların mükemmel bir anne olmaları için baskı altında hissetmelerinin, artan annelik suçluluğu, daha düşük öz-yeterlik ve daha yüksek stres seviyeleri ile ilişkili olduğunu göstermekte. Peki mükemmel ebeveynlik nedir?
Konu her ne olursa olsun, işin içine mükemmellik girdiğinde maalesef bunu tanımlamak gerçekçi ve mümkün olmuyor. Aynı şey ebeveynlik için de geçerli. Bu nokta da yeterince iyi ebeveynlik tanımı devreye giriyor. Winnicott’un yeterince iyi anne kuramı, çocuğun hayata adapte olması için ihtiyacı olanları yeterli bir şekilde temin edebilmesini kapsar. Çocuğun fiziksel ihtiyaçlarının karşılanmasına ek olarak, empati yapabilen, destekleyici, güven veren ve rahatlatan anneden bahseder. Farkındaysanız hiç hata yapmayan ya da her zaman en iyisini yapan gibi bir tanımlama mevcut değil, çünkü burada mesele hata yapmamayı ön plana almak değil(zaten bu mümkün değil), söz konusu mevcut bir hata olduğunda hatalara nasıl yaklaşıldığını bilmek, fark etmek ve hatayı telafi edebilmektir.
Bu konuda da elbette söylenecek çok daha fazla söz, açıklanacak çok daha fazla ilişki ve değişken var. Ama ben dikkatimi çeken bir vurguyla bu yazıyı sonlandırmak istiyorum. Bahsettiğimiz şey mükemmel ebeveynlik olduğu halde, mercek altına alınan genelde anneler olmuş. Çocuğa dair pek çok sorumluluğun genelde annelerin üstlendiği toplumlarda, sosyal desteğin (özellikle eş desteğinin) annelerin stres seviyeleri üzerinde olumlu etkileri olduğunu bildiren pek çok araştırma mevcut. Demem o ki, hayatın içerisinde ki pek çok sorumlulukla baş etmeye çalışırken üzerinizde ki baskının fazlalığını hissettiğinizde destek istemek sizi yetersiz ya da kötü bir anne yapmaz.
Bu yazıyı burada sonlandırırken sizlere yaşamın her alanında mükemmelliğin aranma gayretinde olmadığı, “yeterince iyi” günler diliyorum.
Klinik Psikolog Aleyna Şahin tarafından The Perfect Parent kitabından bölümler çevirilerek hazırlanmıştır.
Kaynaklar: The Perfect Parent, Roma Khetarpal.