Uzm. Klinik Psk. Aleyna ŞAHİN

Romantik İlişkilerde Yapılan Büyük Hata

“Farklılıklar”

Siz bu yazıyı okurken, muhtemelen çokça kişi romantik partnerinin değiştirmesini istediği şeyler hakkında düşünüyor ya da başkalarına bu konuda şikayette bulunuyordur. İlişkilerin zorluklar ve hayal kırıklıklarıyla birlikte geldiği evrensel bir gerçektir ve bireylerin partnerlerinin davranışlarının veya kişiliklerinin can sıkıcı buldukları yönlerine odaklanmaları oldukça yaygın bir durumdur.
Bu; iletişim kurma biçimleri, hayatlarını düzenleme şekilleri ve hatta ilginç alışkanlıklarına kadar uzanabilir. Ancak, yakın ilişkilerdeki en büyük hatalardan biri, partnerleri oldukları gibi kabul etmek yerine değişmelerini beklemektir.
Hepimizin içimize işlemiş özellikleri ve alışkanlıkları vardır. Bunlar konuşma şeklimizi, zamanımızı nasıl yönettiğimizi ve diğer çeşitli kişisel özellikleri içerebilir. Hoşlanmadığımız veya geliştirmek istediğimiz yönlerimizin olması doğal olsa da, temelde değişip gelişebilmemiz belli sınırlar içerisinde mümkündür. Varlığımızın bazı yanları hızlı bir şekilde değişmez. Bu nedenle, romantik partnerlerin idealize edilen versiyonlarına uymaları için önemli değişiklikler geçirmelerini beklemek çok gerçekçi ve adil değildir.

İlişkilerde Değişime Direnç Üzerine Araştırma
İlişki uzmanı John Gottman onlarca yılını çiftler ve ilişkilerin nasıl yürüdüğü üzerine çalışarak geçirmiştir. En önemli bulgularından biri, ilişki partnerleri arasındaki çatışmaların yaklaşık yüzde 70’inin çözümsüz kaldığıdır. Bu durum başlangıçta moral bozucu gelebilir, ancak Gottman’ın vurgulamak istediği, ilişkilerin sürekli çatışmaya mahkum olduğu değildir. Bunun yerine, birbirlerini olduğu gibi kabul etmeyi öğrenmenin önemini vurgulamaktadır. Bu kalıcı anlaşmazlıklar genellikle temel kişilik farklılıklarından ve kolayca değiştirilemeyen değerlerden kaynaklanır.

Eleştiri ve Savunma Döngüsü
John Gottman romantik ilişkilere en fazla zarar veren noktaları “Mahşerin Dört Atlısı” olarak tanımlamış, şu şekilde sıralamıştır;

  • Aşşağılama,
  • Eleştiri,
  • Sürekli savunma halinde olma,
  • Duvar Örme.

Özellikle farklılıklar ve bunları kabullenme söz konusu olduğunda, eleştiri ve savunma kısmı öne çıkar. Partnerinizin değişmesini beklediğinizde, kendinizi hayal kırıklığı ve kızgınlığa hazırlamış olmanız gerekir. Değişimin beklendiği senaryoda karşımıza ilk çıkan mahşer atlısı eleştiridir. Eleştiri, sorunlarla sert, suçlayıcı veya incitici yargılama veya onaylamama ifadeleri yoluyla başa çıkmayı içerir. Burada değiştirilebilir davranışlardan ziyade partnerin kişisel kusurlarına odaklanılır. Bu tür bir yaklaşım genellikle karşı taraftan savunmayla karşılanır.
Savunma, kendi hataları ve davranışları için sorumluluktan kaçmak veya geri bildirimi direkt reddetmeyi içerir. Davranış için bahaneler uydurmak, suçu partnerin üzerine atmak tipik savunma davranışlarıdır.
Bu, ilişkinin güven ve yakınlık temelini aşındıran bir eleştiri ve savunmacılık döngüsüne yol açabilir. Eleştiri yerine kişiye değil soruna odaklanarak sorunlarla nazik bir şekilde başa çıkmayı denemek, savunma yerine partneri suçlamadan davranışı sahiplenme, davranışa yönelik sorumluluk almayı denemek ve bunu yaparken gelen geri bildirimleri kişisel değil, davranışa yönelik bir fırsat olarak görmek bu mahşerin iki atlısının panzehirleridir.
Kabul etmek her zaman karşılıklı saygı ve anlayış ortamını destekler

Sağlıklı Sınırlar ve Kabul Etmek
Kabul etmek, sömürücü veya istismarcı bir şekilde muamele görmeyi kabul etmemiz gerektiği anlamına gelmez. Sağlıklı bir ilişkide kabullenme, sınırları tanımayı ve bunlara saygı duymayı içerir. Tuhaflıkları ve farklılıkları kabul etmek ile zararlı davranışları hoş görmek arasında ayrım yapmak çok önemlidir. Bir partnerin istismarcı veya manipülatif eylemlerde bulunduğu durumlarda, bu sorunları doğrudan ele almak ve gerekirse profesyonel yardım almak veya güvenliğiniz ve refahınız için ilişkiyi bitirmeyi düşünmek hayati önem taşır.

Karşılıklı Kabul ve Kişisel Gelişim
Bir ilişkide kabul etme aynı zamanda öz farkındalık ve büyümeyi de içerir. Bu, bizim de mükemmel olmadığımızı ve partnerimiz için zorlayıcı olabilecek özelliklere sahip olduğumuzu anlamakla ilgilidir. Bu karşılıklı kabul, ilişki içinde daha fazla empati ve şefkate yol açabilir. Partnerler birbirlerini değiştirmeye odaklanmak yerine, birbirlerinin büyüme ve gelişimini olumlu ve sevgi dolu bir şekilde desteklemeye çalışabilirler.

Daha Derin Bağlantıya Giden Yol
Dahası, kabul etmek daha derin bir bağlantı ve yakınlığa yol açabilir. Partnerler oldukları gibi kabul edildiklerini hissettiklerinde, birbirlerine karşı açılma ve savunmasız olma olasılıkları daha yüksektir. Bu kırılganlık, duygusal yakınlığın temel taşıdır ve çiftlerin daha derin bir bağ kurmasını sağlar. Her iki partnerin de yargılamadan görüldüğünü ve duyulduğunu hissettiği bir emniyet ve güven duygusunu teşvik eder.
Güçlü bir ilişki için kabul etme ile birlikte partnerinizi kucaklayın..
Sonuç olarak, yakın ilişkilerimizde yaptığımız en büyük hata, partnerlerimizi oldukları gibi kabul etmek yerine değişmelerini beklemektir. Beklentiler yerine kabullenmeyi benimsemek ilişkileri dönüştürebilir, daha uyumlu ve tatmin edici bir bağlantıya yol açabilir. Çiftler, birbirlerinin bireyselliğini kabul ederek ve saygı duyarak farklılıklarını zarafet ve anlayışla ele alabilirler. Bu yaklaşım, partnerler arasındaki bağı güçlendirir ve karşılıklı saygı, sevgi ve kabul üzerine kurulu bir bağın yolunu açar.

Uzman/Klinik Psikolog Aleyna Şahin tarafından çeşitli makalelerin çevirilmesi ve derlenmesiyle hazırlanmıştır.

Kaynakça

The Biggest Mistake We Make in Our Intimate Relationships. Jeffrey Bernstein, Psychology Today.

Gottman J., Gottman J. (2017). The Natural Principles of Love. Journal of Family Theory & Review. 9. 7-26.

Navarra R. J., Gottman J. M. (2011). Gottman Method Couple Therapy: From Theory to Practise.